Bilim

Pleistosen'in Woolly Rhinoceros Mumyalari Bilimde Devrim Niteliğinde

Son yıllarda yapılan paleontolojik keşifler, geçmişe dair sırları aydınlatmaya devam ediyor. Gennady Boeskorov, Rusya Bilimler Akademisi Sibirya Şubesi'nde kıdemli araştırmacı ve Kuzeydoğu Federal Üniversitesi'nde profesör olarak görev yaparak, bu büyük buluşların merkezinde yer alıyor. Boeskorov ve ekibi, bu yazı itibarıyla yayınladıkları makalede, Pleistosen döneminin tuhaf ve etkileyici hayvanlarından olan woolly rhinoceros mumyalarını detaylandırdı.

Woolly Rhinoceros Pleistosen Döneminin Sembolu

Woolly rhinos (Coelodonta antiquitatis), Pleistosen döneminde (yaklaşık 2.6 milyon ila 11,700 yıl öncesi) Eurazya'nın soğuk iklimlerinde yaşayan, kalın ve tüylü, iki boynuzlu hayvanlardı. Bu yılında, Boeskorov ve meslektaşları, Üç woolly rhinoceros mumyası keşfettiklerini ve bunlardan birinin bilim dünyasına yeni bir katkı sağladığını duyurdular. Bu mumyalar, Yakutistan bölgesinde, Nehir kıyılarında, farklı yaş ve korunma derecelerine sahip olarak bulunmuştur.

Trio İle Tanışın Sasha, Abyisky ve Kolyma

Sasha, keşfedilen ilk ve en iyi korunmuş bebek woolly rhinoceros olarak dikkat çekiyor. Onun tam vücut yapısı olmasa da, başının, birkaç bacağının ve gövdesinin büyük kısmının korunduğu belirlenmiştir. Sasha, 12 ila 18 ay arasında bir yaşa sahip olarak hayata veda etmiş. Bununla birlikte, boğulma nedeninin, burun pasajlarındaki tortulardan anlaşılabilmesi, Sasha'nın muhtemelen çamura boğularak hayatını kaybettiğini gösteriyor.

Öte yandan, Abyisky rhinoceros olarak adlandırılan yeni mummy, 4 ila 4.5 yaş aralığında, ancak vücudunun bir kısmı kaybolmuş durumdadır. Yetişkin mamutların aksine, bu mumya ince bir yapıya sahip ve cildinin yanı sıra az miktarda tüy de korunmuştur.

En yaşlı mumya olan Kolyma, 2007 yılında Kolyma altın madeninde keşfedildi. Ölü pozisyonu, çoğu zaman karanlık alanlarla sıkışmış kalmış olan bu hayvanların nasıl öldüğüne dair ipuçları veriyor. Kolyma'nın cinsiyeti, korunan anatomik özelliklerinden, yani meme bezlerinden belirlenmiştir.

Yeni Keşifler ve Bilimsel Anlamı

Bu mumyaların yüzeyindeki cilt, tüy ve yumuşak dokular, daha önce sadece iskeletlerden öğrendiklerimizi güçlendiriyor. Boeskorov'un açıklamalarına göre, woolly rhinocerosların cilt kalınlığı ve tüy yoğunluğu, bu hayvanların soğuk ve kurak iklime ne kadar iyi adapte olduklarını gösteriyor. Ayrıca, mumyaların anatomik yapılarında yağlı bir tümseğin keşfi, bilim dünyasında büyük bir merak yarattı. Bu tümseğin, söz konusu hayvanın harcanabilir yağ depolama işlevi görüp görmediği hâlâ bir soru işareti.

Sırlarla Dolu Geçmiş

Ancak araştırmalar burada sona ermiyor. Boeskorov’a göre, Abyisky mumyasında iç organların bulunabileceği alanlar henüz incelenmedi. Gelecek için çok sayıda soru ve merak konusu mevcut. Bazı sorulara ise sadece mumya veya iskeletler ile değil, bütün bir ekosistem o zamanın hayvanları ile birlikte cevap bulmamız gerekecek.

Adrian Lister, araştırmaya dahil olmayan bir paleontolog olarak, woolly rhinoceros ve mamutlarla ilgili kaygılarını dile getiriyor. Geçmişte yaşamış bu hayvanların, günümüz bilim dünyasına sunduğu veriler, ekosistemimiz hakkında önemli ipuçları vermektedir. Woolly rhinocerosların belirsiz coğrafi dağılımı ve yaşam tarzları, bilim insanlarınca heyecanla araştırılmaya devam edilen bir konu olmayı sürdürüyor.

Kısaca Pleistosen dönemi hakkında getirdiği değerli bilgilerle, mumyaların ve fosillerin keşifleri, bilimin nasıl ilerlediğinin bir kanıtı. Boeskorov'un ekibi, gelecekte yapılacak çalışmalarla, bu mumyaların ve diğer Pleistosen canlılarının sırlarını çözmeyi hedefliyor. Her keşfin gerisinde yatması muhtemel bilgilere ulaşmak, insanoğlunun geçmişine olan merakını tetikliyor ve bilim insanlarını bu yolda ilerlemeye teşvik ediyor.

Paylaş: