Bugün, Lotus Cars yeni bir "akıllı performans aracı" konseptini, Theory 1'i tanıttı. Bu wedge şeklindeki konsept, Lotus'un gelecekteki tüm araçlarının tasarım manifestosu olarak belirlenirken dikkat çekici teknik özelliklerle birlikte, sürücü geri bildirimini güçlendiren haptik ve binaural ses sistemleri ile zenginleştirilmiş bir adaptif sürüş deneyimi sunmayı hedefliyor.
Ben Payne, Lotus Group'un tasarım başkan yardımcısı, bu model hakkında “Theory 1 ile, 76 yıllık tarihimizdeki her şeyi geliştirerek, bir performans aracını sürmenin ne anlama geldiğini yeniden tanımlamak istedik. Dijital ve analojik yeteneklerin gelecekteki otomobilde uyumlu bir şekilde çalıştığını göstermek bizim için çok önemli. Bu sayede sürücülere, ham duygu, fonksiyonellik ve bağlantı ile zenginleştirilmiş en iyi sürüş deneyimini sunabiliyoruz" dedi.
Çarpıcı Tasarım ve Aerodinamik Yenilikler
Theory 1, yan profilde Lamborghini Huracan’ı andırsa da, diğer açılardan bakıldığında bu izlenim hızla kayboluyor. Aracın kapıları, alışılmışın dışında, geriye doğru açılıyor. Bu yeni tasarım, sürücü ve yolcuların aracın içine girmelerini kolaylaştırırken, dar otopark alanlarında da büyük avantaj sağlıyor.
Araç tasarımında ciddi aerodinamik çalışmalar yapıldı. Ön kısımda, buruna entegre edilmiş bir difüzör ve hava akışını kontrol etme işlevine sahip hava perdeleri bulunuyor. Alt yapı ise Formula 1 araçlarına benzer bir şekilde tasarlanmış bu da Lotus’un 1970’lerde yere etkisi teknolojisini geliştiren öncüsü olarak bilindiğini akıllara getiriyor.
Theory 1'in şasisinin içinde, 70 kWh’lık bir lityum iyon batarya paketi yer alıyor. Bu batarya, motorla birlikte, şasinin tam olarak stres altındaki bir bileşeni olarak tasarlanmış. Lotus, bu uygulamayı, devrim niteliğindeki Tip 49 modelinde bir motoru stresli bir yapı üyesi olarak kullanan ilk firma olarak başarıyla gösterdi.
Üç Koltuk, Daha Fazla Deneyim
Theory 1, “Lotuswear" adı verilen yeni bir sistemi de beraberinde getiriyor. Bu sistem, sürücü ve yolcuların yola daha yakın bir deneyim yaşamalarını sağlarken, sürüş deneyimini kişiselleştiriyor. Öne çıkan özelliklerden biri de, Theory 1’in üç kişilik oturumu bu tasarım, McLaren F1 ile benzerlik gösteriyor.
Koltuklar, MotorSkins adlı bir firmadan alınan, "adaptif hafif ve yumuşak robotik tekstil" ile kaplanmış. Bu tekstil, koltuk ve direksiyonda bulunan şişirilebilir podlar ile haptik geri bildirim sağlıyor. Ayrıca koltukların baş destekleri, 3D yazıcı ile üretilmiş latticelerle zenginleştirilmiş ve binaural hoparlörler içeriyor. Bu hoparlörler, aracın hız seslerini güçlendirebilir ya da yol ve rüzgar seslerini yok edebilir.
Theory 1 aynı zamanda tam otonom sürüş için dört lidar sensörü, altı yüksek çözünürlüklü kamera, radar ve ultrasonik sistemler ile donatılmış. Tüm bu sistemler bir Nvidia Drive otomobil bilgisayarına bağlanıyor.
Gelecek İçin Bir Vizyon
Şu anda, Theory 1, Lotus’un çeşitli teknolojilerini tanıtmak için geliştirdiği bir konseptten öte bir anlam taşımıyor. 2017 yılında Çinli Geely Grubu tarafından satın alınmasının ardından, Lotus dört yeni araç platformu üzerinde çalışmaya başladı. Bunlardan üçü Evija, Emira ve Eletre SUV ile Emeya sedan için kullanılan elektrikli platform piyasaya sürüldü. Ancak, bu sürecin zorlukları da var.
Geely'nin Lotus üzerindeki sahipliği, pek çok kişi tarafından umut edilen kadar parlak bir bilet olamamış durumda. Eletre SUV, karışık yorumlar aldı ve pek çok kişinin bu aracın gerçekten Lotus rozetini taşımayı hak edip etmediğini sorgulamasına sebep oldu. Üstelik, Eletre ve Emeya'nın Çin’de üretilmesi, bu araçların ABD ve AB’de yüksek gümrük vergilerine tabi olmasına neden oldu, bu da marka satış tahminlerini olumsuz etkiledi. Çin’deki satışların da tatmin edici olmadığı düşünüldüğünde, bazıları Geely’nin Lotus’u tamamen elden çıkarmayı düşünebileceğini öne sürüyor.
Lotus’un Theory 1 ile birlikte sunduğu yenilikçi teknolojiler ve tasarım yaklaşımı, markanın gelecekte nasıl bir yön çizeceği konusunda ilginç bir ipucu veriyor. Sürücüsüz ve daha kişisel bir sürüş deneyimi sunmayı amaçlayan bu vizyon, otomotiv dünyasında yeni bir sayfa açma potansiyeline sahip. Ancak, bu gelecek vizyonunun hayata geçebilmesi için daha fazla zaman ve doğru stratejiler gerekiyor.